20 Mart 2011 Pazar

Asosyallikten Kurtulma Çabaları Bir Kiiii(:

Fonda Karmate'nin -Nayino- şarkısını belki otuzuncu dinleyişim.Bir otuz kere daha dinleyebilecek potansiyeli görüyorum kendimde.Kazım Koyuncu' yu hatırlatıyor bana bu grup..Yılllar içinde kaybettiklerimizin yanına müzik kalitesini de eklemeliyiz belki.Bağırıp yırtınanları değil de sadece şarkı söyleyenleri dinlemek..Yok yok karamsarlık yok bugün.İyiyim ben valla:)

Dün akşam kuzum ve ablamla Türkan Saylan Kültür Merkezindeki Sunay Akın gösterisine gittik .Türkan Saylan  Kültür merkezinin dış görüntüsünde, Maltepedeki bakireler tapınağından esinlenildiğini öğrendim.Bunu bu güne kadar nasıl farkedememiş olduğuma kızdım.Yine Sunay Akın dan dinlemiştim bakireler tapınağını.Yıllar önce süreyya plajında, denizin ortasında duran yapının, seneler içinde denizin doldurmasıyla nasıl şehrin göbeğine geldiğinin hikayesini yani:)

Sunay Akın'ı ilk kez İcal Aydın'ın programında tanımıştım, sanırım ortaokuldaydım.Brt diye bir kanal vardı o zamanlar.Tv ye kitlenmiştim adeta.O günden sonra kız kulesine ,dumlupınara,tarihe içine duygularıda koyarak bakar oldum.

Yayla Sanat Merkezine  izlemeye gittiğimizde çıkışta ablamında desteğiyle kitabımı imzalatmış,Ona oyuncak müzesine koyması için babamın yaptığı oyuncakları vermeyi teklif etmiştik.Bize bunu için biraz genç değil misiniz demişti.Ablamda, babam yapımı oyuncaklarla  üçüncü kuşağın oynamakta olduğunu söylemişti.Memnun olurum demişti Sunay Akın cımda(:Sonra götürmedik tabi, babamın barby bebeklerimiz için yaptığı tahta koltukları.Belki bunun için biraz daha yaşlandığımız zaman götürüp veririm :)

Düne gelicek olursak yine kendisini hayranlık ve şaşkınlıkla izledim.İnsan olduğumu hatırladım.Sarayın bahçesinden geçicek tren yolunu padişaha söylemeye çekinen Şehrenimiye,o dönemin padişahı Abdülaziz'in bugünkü dar düşüncenin aksine, "medeniyet geçicekse kalbimden geçsin" dediğini öğrendim,Çocuklara başka ülkelerde hayal kursunlar diye oyuncak yapıldığını bizde ise oyalansınlar diye oyuncak verildiğini,o yüzden onlar bugün hayallerini gerçekleştirirken, bizim ancak kapılarında  oyalandığımızı  öğrendim,Çanakkale'yi öğrendim.Ama öyle astık, kestik, yendik diye değil.Karşılıklı verilen kayıplarıyla hep atlanılan gerçekleriyle.

İşte öyle harika bir akşamdı.Eğer bilmeyeniniz, tanımayanınız varsa onu, daha fazla vakit kaybetmeden izleyin dinleyin,okuyun derim...Umut umut diyodum ya heh işte dün tamda aradığım umudu  buldum ben:)

Hiç yorum yok: