Anlatıyorum bak çok güzel buralarrr ( ikiiii)

Bu sabah annemin 10 dakika içerisinde aşağıdasınız talimatıyla uyandım.. 
"Çok geç kaldık, hemen kalkın inin aşağıı Pınaaar!!Tuğbaaa!!.....gece yatmayı bilmezsiniz......
Diye devam eden serzenişlerin akabinde hakkatten 10 dakika içinde aşağıdaydık ablayla.(Annemde asker potansiyeli var biraz evet:s)
Tüm bu curcunanın sebebi ise Altınoluk'a kahvaltıya gidecek olmamızmış.
Bir arabaya en çok kaç kişi sığar rekorlarımıza bir rekor daha eklemek suretiyle çıktık yola.Uyuşan bacağım kangren olmadan önceki son everdeydi ki adeta bir Alonso gibi giden babam yetiştirdi bizi kahvaltı mekanımıza..

Altınoluk'un tepesinde çok sakin güpgüzel manzaralı bi yer.Ne ortada bağırıp çağıran çocuklar var,ne tabak çatal sesinde konuştuğunu anlamama hali var.Gayet sakin huzurluu..Kahvaltı menüsü akla gelecek herşeyi içeriyor.Kuş sütü eksik teriminin gönül rahatlığıyla kullanabilirim.Üfül üfül manzaralı tepede kahvaltımızı edip kahvemizi içtikten sonra döndük evimize.
Zaman kaybetmeden denize gidelim dedik ama bugün deniz acaip bir haldeydi.Hani dalga gördümde böylesii...Üçüncü sıradaki şezlonglara kadar geldiğini söylesem abartmış olmam zannediyorum.O yüzden bugün denize mi gir(me)dim dayak mı yedim pek anlayamadım:)
Bide dün gece okuldan bir arkadaşımın yanına gittim. Nasıl özlemişim eşeğii:)Onuda evlendiricez 45 düne kadar.Tekrar gelicem buraya..Ahh zaman ne çabuk geçiyor..Bi kaç sene önce 
 "Yeaa şu maliyet muhasebesinden nasıl geçicez,kesin uzar bu okul " diye söylendiğimiz günleri hatırlarım Yaşlanıyor muyum noluyorum ben ya !