14 Temmuz 2011 Perşembe

Kayış Bir Yerde Kopar Ya Bazen..

İçimde bir psikolog çadır kurmuş sanki;  " Haydi bitanem şimdi çocukluğumuza dönelim.. " diyor bana sürekli.Bende dönüyorum, bakıyorum.Nerde koparmışım ben kayışı, nerde bu kadar kırmışım kendimi, ezmişim, sindirmişim..
Sonra ortaokul yıllarına kadar götürüyor hafızam beni..

Bir beden dersi öncesi giyiniyoruz kızlarla sınıfta.Şakalaşmalar gülüşmeler..
-Ay bu basenlerimi büyük mü gösterdiii?
-Şurdan askım mı çıktııı?cümleleri havada.Ee genç kız olmuşuz bi yerde,kendimizi beğendirmek arzuları almış her birimizi.Üniformalardan kurtulup sivil olarak kalabildiğimiz iki saatlik zaman dilimi..Ona da sanki çok özel bir buluşmaya gidiyormuşuzcasına bir özveri..

Tüm bu telaşın içinde kendimi arıyorum sonra.Saçlarımı sıkı sıkı toplamışım arkadan.Eşofmanlarım en büyük beden ama dar gelmiş yinede.Darın kadına verdiği seksiliğin ötesinde itici durmuş üstümde.Gözlüklerim gözümde.İçimden, hocanın saçma sapan hareketler yaptırmaması için dua ediyorum..Sonra zil çalıyor sıralanıyoruz hepimiz bahçeye,minderler çıkıyor ortaya.-Dualarım kabul olmuyor ne yazık-
 "Haydi bakalım takla atıcaz. " diyor hocamız.İçimden beni atlasın diye geçiriyorum bu defa ama atlamıyor. Hatta en çok benim yapmam için diretiyor.Yapıyorum hareketleri belki ama komik oluyor.Şişman bir kızım çünkü,dapdar eşofmanımla saklamaya çalışırken ben kendimi, sevgili öğretmenim tarafından itiliyorum meydana.
Sonra mı?
Sınıfımızın espritüel erkekleri başlıyorlar bana takılmaya(bildiğin dalga geçiyolarda)
.......
Hafızamı zorluyorum daha çok, kurtulmaya çalışıyorum ordan,lisede buluyorum kendimi..Yine benzer bir tablo canlanıyor gözümde.Ama bu defa daha yakıcı olmuş söylenenler.Takılmak adı altında dalga geçmeler..Yine bir beden dersi.Yine akrobatik hareketlere zorlayan işgüzar bir öğretmen, yine dar eşofmanıyla saklanmaya çalışan şişman bir kız..Ve yine ders sonrası erkek arkadaşların dalga geçme seansları..

Bu durum öyle tahamül edilmez bir hal alıyor ki,bende yakın arkadaş olmaya başlıyorum tüm erkeklerle,ufak kardeşleriymiş gibi yapıyorum..Seviyorlar beni,kardeş belliyorlar.Dalga geçmekten vazgeçiyorlar.Ee kardeşleriyim ya koruyorlar bile akılları sıra.
 "Biri sana sataşırsa gel söyle kardeşim. " diyorlar hep..Ben ona bile içerliyorum aslında.Birileri bana asılıyor diye değil,dalga geçiyor diye abilerime şikayet etmeye..Belkide hoşlandığım çocuğa bile abi diyor olmama(!) bilmiyorum..
.....
Lise sona geldiğimizde canıma tak ediyor artık doktora gidiyorum.Zayıflamaya kararlıyım..Mezuniyetime aylar kala başlıyorum kilo vermeye.
Balomda; hani şu filmlerdeki gibi şok etkisi yapmak hedefim.Merdivenlerden indiğimde herkesin birbirine işaret ettiği,şaşkın, hayranlık dolu bakışlar altında salona giren kız olmak..
Mezuniyetimde istediğim kadar olmasada hayli kilo veriyorum.Ama salınarak ineceğim merdivenleri olmuyor bu defada balo salonunun.Zaten kızın biriyle pişti oluyorum.Onca insanın içinde sadece ikimizin aynı kıyafeti giymiş olması daha o yıllardan bahtsızlığımın sağlamda kanıtı oluyor aslında..
....
6 yıl geçiyor bugün üstünden,facebook dahil oluyor hayatımıza..Belli bir dönem için  hayatımıza var olanlar dahi arkadaş listemizde kalıcı olarak yerlerini alıyorlar.İlkokul ,lise...
Birgün,lisede benim abiliğimi üstlenmiş bir arkadaşımla konuşuyorum.Laf lafı açıyor derken konu; benim ne kadar kilo verdiğime geliyor.Biliyorum aslında bu konuşmanın gidişatını.Çünkü şişmanken abinim diyen birçok arkadaşımda,aynı girizgahla aynı konuşmayı yapıyorlar yakın zamanlarda...

-Ben aslında senden hep çok hoşlanıyordumm...Bize bir şans verir misin..?

Ne şansı neyin şansı diyorum içimden..Salt 20 kilo mudur insanı değerli kılan..Ne oldu onca takılmalara(!) yok saymalara ,Kardeş demelere.. O zamanlardan varmış da.. söylememişler de..Cümleten mi aşıktınızda sessiz kaldınız olum diye bağırmak istiyorum tamda o anda..Ama yoktur ya onların hiç suçu sorumluluk hep geçmişindir çocukluğundur...

İşte bugün hiçbiri umrumda değil..Sıraya dizilip evlenme teklif etseler de ,aşkımdan dağları delseler de gözümde yok..O zamanlar geçilen dalgalar var ya kabak gibi ortasında hala hayatımın.Bu günümün güvensizliği inançsızlığı olarak..
Şimdi Doktor Hanım sorarım size; İnsan çocukluğunu nasıl tamir eder bugünle?





9 yorum:

Murat dedi ki...

biraz daha zorlasan bowling for columbine türkiye çekilebilirmiş gibi sanki.

o değil de ben liseyi falan neredeyse hiç hatırlamıyorum...

pınar dedi ki...

İyi fikir olabilir aslında he, dur potansiyelimi heba etmyim,düşüniyim ben bunu:)

Banada sabah ne yedin de hatırlamam bunları unutmam işte.İnsanoğlu çeşit çeşit..

Unknown dedi ki...

ama sen hep güzeldin pınarım.. harika bir dosttun üstelik.birde kuzum bizim okulun erkekleri dingildi boşver :D aha burda rahat rahat diyebilirim. sen hep güzel hep akıllı ve harika bir dosttun iyiki tanımışım seni.

hemera-nyks dedi ki...

bi çoğumuzun hayatında benzer şeyler olmuştur tamirde olmuyor bence :/
-
hemera

jasmine,cherry,black dedi ki...

:)


http://modabulmacasi.blogspot.com/

bay tükancı dedi ki...

o kadar da tamir edilmeyecek bi durum değil gibi, ki bende şişman olmasam da kilolu sayılırdım ve dalga geçmeler de hep olurdu.
ama kişiden kişiye değişebiliyor tabi.

pınar dedi ki...

Muyurtumm;Teşekkür ederim bitanem,bende seni iyiki tanımışım .Yerin hep ayrı..Bakma işte arada geliyolar bana böyle yazıyorum:)

pınar dedi ki...

Hemera;Öyle,Bazen tamir olduğunu sansakta çok olmadık bi anda aklına geliyor işte insanın..

pınar dedi ki...

A.Şahin,konu şimanlıktan zayıflıktan öte özgüvenle ilgili biraz.Bunu özellikle çocuklukta yaşayınca insan bilinçaltına daha bir yer ediyor.Ama tabi benim fazlaca alıngan olmamında etkisi olablir..