11 Aralık 2010 Cumartesi

Acıklı Bir Yazı !

  Kış aylarında sabah erken kalkmaktan nefret ediyorum .Hııımm tamam aslında erken kalkmaktan hep nefret ediyorum:) Fakat kışın daha bir acıklı oluyor sanki yorganımdan ayrılmak:).Bugün yine malumunuz fena bir hava vardı.Babaannemin ''Akşam yatmayı bilmez sabah kalkmayı bilmez ''serzenişleri eşliğinde uyandım. Haftasonu geldi ha gayret pınar, diye kendime gerekli pozitif enerjiyi de yükleyerek çıktım evden.Daha durağa varamadan şemsiyemin gazabına uğradım.Fatoş'umun(babaannemin) ''Rüzgarın yönünü ayarla, o yönde tut'' önerilerini uygulama konusunda başarılı olamayınca; çok severek aldığım şemsiyem kullanılmaz hale geldi.Onu düzeltiyim diye cebelleşirken su birikintisinin içine girdim üstüm ıslandı.Bu arada işe de geç kalmıştım yine.Otobüsü kaçırmıyım bari diye derin bir mücadele içindeydim kii, bir baktım otobüs gidiyor.Neyse gittim bir sonraki otobüsü bekledim 20 dk kadar.Donduğumama mı yanıyım, işe geç kaldığıma mı, şemsiyeme mi bilemedim.

Lisedeyken böyle yağmur yağdığında hep dışarı çıkardım.En sevdiğim şeydi yağmurda ıslanmak.Okul müdürü kızıp içeri sokar bide  fırça atardı.Manyakmıymışım neymişim o zamanlar.Şimdi iki damla yağmur yağsa kaçacak yer arıyorum.Aksi gibi ne zaman dışarı çıksam yağmur en şiddetli halini alıyor.Sonunda da bütün gün işyerinde kurumaya çalışan ben:/ Patronum artık,sana dolap yaptıralım da yedek elbise koy dedi. Yazık oluyomuş bana.:)

Kış gelmiş evet.Bunu kabullenip alışmam gerek.Daha sağlam bir şemsiye almakla başlayabilirim mesela  hazmetmeye.Birde rüzgarın yönünü tutturma konusuna çalışmalıyım.Sonraa topuklu ayakkabı yerine kazaklara yatırım yapmalıyım.İşte ondan sonra; kim korkar kara kıştan:))