16 Aralık 2010 Perşembe

İlkokul Öğretmenim..

Yine eve gelmiş her gece üzerinde ikamet ettiğim koltuğuma kasılmıştım kii; tv de bir ünlüyle yapılan röportaja denk geldim..Diyordu ki; "Bugünlere gelmem de ilkokul öğretmenimin payı büyüktür .O bir gün bana ...... demişti.Bu benim hayatımı değiştiren söz oldu ".Arkadaş böyle anlattıkça ben bir hüzünlendim,içlendim.(sapıtan tepkiler part 2=sürekli melankoli hali:) Hep gıptayla bakmışımdır da onlara.Çünkü benim hayatımın şekillenmesinde büyük katkısı olan bir ilkokul öğretmenim olamadı ne yazık.Olduysa bile olumsuz bir etkidir hayatımda bıraktığı..

Şimdi şöyle ki biz daha birinci sınftayken bir takım problemler nedeniyle sınıf öğretmenimiz atanamamıştı..Her hafta öğretmenimiz değişirdi.Hiç unutmam, bir kadın öğretmenimiz vardı, sinir krizi geçirip,  karşımızda sandalye kırmıştı.O son görüşümüz oldu kadını.Akabinde; bu sürüncede kalan duruma velilerimizin tepkisi, okulu basmak olmuştu.Zavallı misafir öğretmen, bir grup sabrı taşmış veli tarafından hırpalanmıştı:/Neyse nihayetinde bir tane öğretmen geldi.Adamın adı Abuzerdi. Fatoşum bir türlü adını hatırlamaz Abuzettin bey diye seslenirdi.(babanem unuttuğu şeylere ya da kişilere kendi isim türetir de:)

Yıldızımız hiç barışmadı bizim bu adamla.Yani benim hayatta sevemeyeceğim, anlaşamayacağım kimse yok diye büyük iddealarım vardır ama.Bazen de elektrik tutmayınca tutmuyor.O da beni pek sevmezdi zannediyorum.Hani çocuklar daha bi anlar ya kimin ne olduğunu. Bu adamda da böyle bi çıkarcı,kaypak tipi vardı.Bunu, babamın özel bir şirkette çalıştığını öğrenince, peşimde dolanıp kartını babama vermesi konusunda ısrar edince daha iyi anladım.Adamın mantığına göre babam bu adama çalıştığı şirketten bir sponsorluk ayarlayacak.Böylece kitabı için cebinden para çıkmayacak.Sırf bunun için sahte sahte sevgi gösterilerinde bulunuyodu.Tabi ben de babam da pek ilgilenmedik konuyla.Zaten kitap yazmada ve çıkarmada ki gayesi eğitim vermek değil daha daha para kazanmaktı.Bunu açıkça da dile getiriyordu.Sonra bi kaç kere daha lafını etti.Baktı umursamıyorum,O da bıraktı söylemeyi.Bırakmak derken bana öfke bilenme faslına geçti.

Yine bir gün beslenme çantamı alırken, arkadaşımın suluğunu düşürüp kırmıştım.Üzülüdüm tabi sebep olduğum şeyden ötürü.Arkadaşımda bir manyaktı zaten, düşman oldu bana suluğunu kırdım diye.Yetmezmiş gibi kızlarıda topladı etrafına cephe aldılar bana.Sevgili sınıf öğretmenimde arayı yumuşatacığına beni azarlamıştı.Hemde bütün sınıfın önünde.Bir defasında da tokat atmıştı,hiç suçum yokken.Resmen beş parmağının izi çıkmıştı yanağımda.Ki gayette örnek bir öğrenciydim.İşte sonuç olarak bu adamın bende bıraktığı intiba ,insanlara asla güvenilmemesi gerektiği oldu.Genelde çıkarcı olduklarını her yapılanın altında bişiler aramam gerektiğinide öğretti sağolsun.(sapıtan duygular  part 3=paranoyaklık) 

Hiiç öyle yıllar sonra minnnetle anacağım bir münasebetimiz olamadı anlayacağın.Ondan belkide çekemiyorum ilkokul öğretmenini yere göğe sığdıramayanları.Halbuki haklılar o insanlar,ilkokul gerçekten insanın kişiliğinin şekillenmeye başladığı dönem.O zaman yaşadığımız; tüm korkular, hayal kırıklıkları,başarılar ,başarısızlıklar bugüne kopyalanıyor sanki...

Sonrası da özgüven,inanç,başarı arayışları sonunda kendini kişisel gelişim kitaplarına vurmuş bir kuşak..

12 yorum:

deeptone dedi ki...

:) çok tatlı anlatmışsın.

severim ben de kişisel gelişim kitaplarını.

blogumda bu konuda yazılarım da var.
:)

ilkokul öğretmeni. iyi olurmuş. ama şans işte. olsun.

pınar dedi ki...

teşekür ederim:)
evet okuyorum o yazılarını.Bende severim ama bi yerden sonra aynı şeylerin tekrarı gibi geliyo kişisel gelişim kitapları..

İlkokul öğretmeni konusuda tamamen benim bahtsızlığım işte:)

Dyginl dedi ki...

Ben bir ilkokul öğretmeniyim.İlkokulda sevmediğim bir ilkokul öğretmenim vardı.Çocuklar anlar diyorsun bu çok doğru.Ayrım yapmasına sinir olurdum.Durumu maddi olarak iyi olanlara ayrı davranırdı.Bende ayırdıklarının arasındaydım ama sinir olurdum işte.Adalaet duygum o zamanda varmış demekki.Sarışın kırmızı ojeli bir kadındı.O sebepten hala kırmızı ojeye karşı bir antipatim var.Belkide bundandır makyajı falan sevmeyişim.Şimdi bende bir öğretmen oldum.Kimseyi ayırmadan adaletli davranmaya çalışıyorum Hepsinin hakkını korumaya.Bazen velisine gıcık olduğunuz olur çocuğun, ama bunu asla çocuğa yansıtmamalı, ben çocukla veli arasındaki ilşkimi ayrı tutuyorum.Bunu çocuktan çıkarmayı asla düşünemem.Sadece çocuğa üzülürüm o kadar.Kısacası kendi ilkokul öğretmenim gibi olmamak için uğraşıyorum.İnşallah geleceğe umutla ve güvenle bakabilen çocuklar yetiştirebilirim.Bazen çok korkuyorum bir hata yaparsam çocukta izi kalır diye...

pınar dedi ki...

Yorumun için teşekkür ederim öncelikle.Bende hep öğretmen olmak istemiştim küçükken. O adama rağmen ama olamadım malesef.Her mesleğin sıkıntıları oluyor,bizi nasıl firmalar deli ediyorsa sizi de veliler deli ediyordur:)Ama dediğin gibi; dünyadan bi haber çocukların bunda hiç suçu yok.Ne yazık ki bunu çoğu öğretmen anlayamıyor.Eşitliği öğrenmesi gerekirken, insan ayırmayı öğreniyor çocuklar.Tüm bu olumsuz örneklere rağmen bu konuda duyarlı öğretmenlerinde olması beni sevindirdi.Umarım öğrencilerinde bıraktığın izler olumlu olur ve ilerde, senden minnetle bahsederler..

deeptone dedi ki...

bende bir ödülün var.

tuzlimontekila dedi ki...

gerçekten çok akıcı bi yazı olmuş :)
Ben ilkokul öğretmenimi severim. yani sanırım.. sen biraz şanssızmışsın bu konuda.Aslında suçlu bu tür insanları öğretmen yapan kişiler de bence :/

Adsız dedi ki...

turuncu masallar bn masalların hep beyaz olduğunu düşünmüştüm demekki turuncuda oluyouş :)) bnde beklerim sadecebenemel.blogspot.com

pınar dedi ki...

tuzlimontekila;teşekkür ederim:)evet genelde sevilir ilkokul öğretmenleri,hayatımızın en naif dönemlerinde yer aldıkları için belkide ama benimki biraz kırıcıydı:/şans işte:) ve haklısın bu ülkede kimin neyi yapabilitesi olduğuna bakmıyolar ne yazık ki..

Emel;beyaz masallara inancım kalmayınca bende turuncu yazmaya karar verdim masalımı.Hem deformasyonu daha güç:)
hemen iadei ziyatrette bulunuyorum:)

deeptone dedi ki...

aaa ne güzel. herkeşler burdaaa.
hepinize sevgi kelebekleri yolluyorum. :)

pınar dedi ki...

ödülleer, kelebekleer uu bizden iyisi yok::))

ayrı yazılan de dedi ki...

öğretmen konusunda bahtsızmışsın cidden. benim değil ama kardeşimin aynı sorunu var şu an. ilk zamanlar çocuk eve gelir hocanın yaptıklarını anlatırdı, sinirlenirdim. herif o kadar yıprattı ki sinirlerimizi, artık kardeşim eve gelip anlatıyor, karşılıklı gülüyoruz. misal, kardeşimin sınıf arkadaşı bir başkasının kafasına şu 6 kiloluk sağlık toplarından atmış :D hocaya şikayet etmişler. hocanın cevabı düşündürücü: "ee iyi yapmış niye ölmedin?"

çok akıcı bir yazıydı bu arada, hiç sıkılmadım okurken :)

pınar dedi ki...

haha gerçekten derinini inilesi bir cevap vermiş:)Aslında alakasız bölümlerde okuyanları sözleşmeli öğretmen yaptıklarını düşünürsek çokta şaşmamamlı bu diyaloglara:/

Teşekkr ederim bu arada bende senin hikayeni merakla okuyorum.Dediğin gibi hiçte fena değil hikayen:)