Güzel bir bayram tatilinin ardından İstanbul 'un bu iç karartıcı havası hiç çekilmiyor doğrusu.Battaniyenin altında çay içmek bile keyifli değil an itibariyle:/
Bu bayram yine Balıkkesir 'deydim.Gezdim.güldüm,ziyaret ettim,sobada kestane yedim,sonra yine gezdim..Aksayan planlarla başlasada tatilim, rüya gibiydi adeta.Arkadaşlarımın çoğu evlendiğinden dışarda sabahlarımızın yerini ev ziyaretleri aldı.Ufak kuzenler sabaha karşı eve gelirken; bizim can kuzimle karşılıklı pofur pofur uyumamız artık yaşlanıyor olduğumuzu tokat gibi vursada yüzümüze; ananemin çalışma teşvikleri biraz kendimize geldik..Özellikle zavallı kuzenim hadi odun kes ,odunları taşı,merkeze git gel derken olağanüstü bir performans sergiledi.Bende tabi manevi desteklerimi hiç eksik etmedim..(yani o da önemli şimdi.)
Odunlarla cebelleşirken dedemin yıllaar öncesinden kalma at arabasının tekerleğini bulduk.O kadar eskimiş ki dokunduğumuz yeri elimizde kaldı.İtinayla bahçenin en güzel köşesine koyduk. Boyamaya zamanımız kalmadı ama o haliyle bile harika görünüyodu.Ananem bakıp bakıp; Dede bununla yoğurt taşırdı Bandırmaya, Dede bununla süt taşırdı Bandırmaya dedi durdu.Alt tarafı bir tekerlek dersiniz ama insanın seneler öncesine götürebiliyor işte böyle..Gerçi ananem hep dedemli zamanlarda gibi.Ona bakmak eski aşkların başkalığının en güzel kanıtı..
İşte bizi seneler öncesine götüren tekerlek.Burdan kuzenide biraz deşifre etmiş oldum ama artık neyse:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder